Kurumların görevini yapmaması nedeniyle Van’ın büyük bir çevre sorunu ile karşı karşıya kaldığını aktaran iş insanı Kandaşoğlu, Van’ın kirli yüzünün kentin turizm potansiyelini öldürdüğünü, turizmin canlanması için sokakların insanların yüzüne gülmesi gerektiğini aktardı.
Van’ın önemli kanaat önderlerinden ve Doğu iş insanı Zahir Kandaşoğlu’nün gözünde Van’ın çevre sorunları ve bunun turizme etkisini ele aldık. Van’ın çok güçlü bir tarihi olduğunu aktaran Kandaşoğlu, kentin hiç bu kadar çevre kirliliğiyle karşı karşıya kalmadığını aktardı. Bazı kurumların görevlerini gerektiği gibi yerine getirmediğinden şikâyetçi olan Kandaşoğlu, etkin bir denetimle kentin çevre sorunun önüne geçilebileceğini söyledi. Kentin çok güçlü bir turizm potansiyeli olduğunu altını çizen Kandaşoğlu, Van’ın Antalya ile yarışabilecek bir potansiyeli olduğunu belirterek, ‘Van’ın sokak ve caddeleri insanın yüzüne gülmeli’ diye konuştu.
Van'da faaliyet gösteren iş insanı Kandaşoğlu, kurumların görev yapmamasının Van şehrinin büyük bir çevre sorunuyla karşı karşıya kalmasına neden olduğunu belirtti. Bu durumun kentte çeşitli olumsuz etkilere yol açtığını ifade eden Kandaşoğlu, kirliliğin kentsel turizmi olumsuz yönde etkilese de, turizmin canlanması için çözüm yolları olduğunu dile getirdi.
KANDAŞOĞLU: VAN’IN DERİN VE GÜÇLÜ BİR GEÇMİŞİ VAR!
Van’ın derin bir geçmişi olduğunu aktaran Kandaşoğlu, Urartu’dan bu yana birçok medeniyete öncülük eden Van’ın bugün birçok sorunla boğuştuğunu altını çizdi. Kandaşoğlu,
“Urartular döneminde bir cazibe merkeziydi. Eski dönemlerden beri dünyanın birçok yerine ihracat yapmış. Van’ın gümüş eserleri, yönü, yönüyle yapılan el sanatları, eldiven, çorap, o dönemde ihraç edilen mallar arasında yer alıyordu. Bu ürünlerin çoğunda o dönem devlet liderlerine hediye olarak verilmiş” dedi.
“VAN’IN DERİN VE GÜÇLÜ TARİHİNDEN ÖRNEK ALMIYORUZ”
Eski dönemlerde Van’ın her yönüyle çok düzenli ve güçlü bir kent olduğunu altını çizen Kandaşoğlu, geçmişte yapılan başarıların ne örnek alındığını ne de dersler çıkarıldığını vurguladı. Kandaşoğlu,
“Halen o dönemin alt yapılarını kullanıyoruz. Birçok noktada onların açtığı yolları yaptığı köprüleri, açtıkları su kanallarını kullanıyoruz. O dönemdeki insanlar bugün elimizde bulunan ve hayatı kolaylaştıran hiçbir makine yokken imkânsız gözüken birçok yapıyı, alt yapıyı yapabilmişler. Erek dağının tepesinden kent merkezine içme suyu getirmişler, Gürpınar’dan kilometrece uzunluğunda su kanallarını açmışlar. Bugün bile kerhiz suyu dediğimiz su o dönemlerden kalma sudur. Bütün bu eski dönemin başarıları bize bir türlü ders olmadı. Bu adamlar bunları nasıl yapabilmişler? Bir türlü bunlardan ders ve örnek çıkarmadık. Halen düşünmüyoruz. Bizim yaptığımız işler ise ortadadır. Yapıyoruz 5-6 sene içerisinde bozulup yok olup gidiyor” şeklinde konuştu.
VAN’IN UTANÇ SORUNU KİRLİLİK
Kentin birçok yönden sıkıntısı olduğunu belirten Kandaşoğlu, en büyük sıkıntılı konulardan birisi çevre kirliliği olduğunu vurguladı. Kentin çok kirli bir çevresi olduğunu ifade eden Kandaşoğlu, “Gelen giden misafirlerimizden, turizm gruplarından ağır eleştiri alıyoruz. Kim geliyorsa bizleri ciddi anlamdan eleştiriyorlar” dedi. Bu durumun bizler için bir utanç olduğunu aktardı.
Akdamar Adası Ölüyor Mu?
Çevre sorunu kentin turizmin önüne en büyük engel olduğunu ifade eden Kandaşoğlu, kent bir yandan çöplerle anılırken bir yandan bakımsızlıkla adeta imtihan edildiğini belirtti. Çevre sorunu bağlamında Akdamar Adası’ndaki bakımsızlığa dikkat çeken Kandaşoğlu, adanın dünyaya açılan penceresi olan badem ağaçlarının bakımsızlıktan korumakla yüz yüze kaldığını ifade etti. Kandaşoğlu,
“Dünya’da eşi benzeri olmayan bir Akdamar Kilisesi var. Mayıs ayında Akdamar’ın en meşhur görüntüsü oluşuyor. Bunun özeliği ise adada bulunan badem ağaçlarının pembe çiçeklerinin yarattığı o muazzam görüntüdür. Toplasan 500 ağaç var orada. O ağaçlara bile sahip çıkamıyoruz. Oradaki ağaçlar hepsi şekerlenmiş. Yarı kurumuş, altı temizlenmemiş toprağı yenilenmemiş. Perişan bir durumdalar. Hâlbuki bu ağaçlar Akdamar’ın en önemli varlığıdır. Doğal olarak Van’ında en önemli penceresidir. Allah korusun o ağaçlara bir şey olursa Akdamar Adası’nın hiçbir özelliği kalmaz. Vallahi de hiçbir özelliği kalmaz” dedi.
ÇEVRE SORUNU KENTİN TURİZMİNİ ENGELLİYOR
Kentin adeta bütün turistik yerlerinin büyük bir kirlilik içinde olduğunu ifade eden Kandaşoğlu,
“Muradiye Şelalesi’ne gidiyoruz yine aynı çevre kirliliği, Balık Bendi’ne gidiyoruz yine aynı çöp yığınlarıyla karşılaşıyoruz. Çatak’ta Kanispi’ye gidiyoruz yine aynı rezaletle karşılaşıyoruz. Gidin bakın Avrupa’ya hatta Avrupa’yı da geçtik çevre illerimize bölge illerine bakın. Hiçbir yerde böyle bir duyarsızlık ve rezalet yok. Çok ciddi bir duyarsızlık örneğiyle karşı karşıyayız. Bu gibi yerler Van’ın dünya yüzüdür. Buralara azami özen gösterilmesi gerekir” dedi.
DUYARSIZ KURUMLAR
Kurumların çok duyarsız olduğunu aktaran Kandaşoğlu,
“Bazı kurumlarımız kesinlikle ama kesinlikle görevlerini yapmıyorlar. Van’ı hiç önemsemiyorlar. Bazı kurumlar babalarının çiftliği gibi olmuş. ‘Kentin görüntüsü niye böyle, ben niye görevimi yapmıyorum. Niye içim yanmıyor’ demiyorlar” şeklinde konuştu.
ETKİN DENETİM ŞART
Etkin bir denetim mekanizması olması gerektiğini aktaran Kandaşoğlu, var olan sorunların ancak bu yöntemle çözüleceğini söyleyerek,
“Ayda bir kurumlar bir araya gelip turizm ve çevre konusunda istişare yapmalı. Kim ne yapıyor. Kim görevini eksik yapıyor, kim sahada görevinde zayıf kalıyor. Bunlar tespit edilmesi lazım. Buda etkin bir denetimle olur” dedi.
VAN’IN TURİZM POTANSİYELİ VAR AMA…
Bütün bu sorunların çözülmesi halinde Van Türkiye’nin adeta değişen çehresi olacağını ifade eden Kandaşoğlu, Van’ın çok ciddi bir turizm potansiyeli olduğunu ancak bu potansiyeli fütursuzca heba edildiğini ifade etti.
“Tarihiyle, doğasıyla güneşiyle sahilleriyle, kültürüyle güçlü bir karşılığı bulunuyor. Ancak bunun için kentin çöp ve kirli yüzü ortadan kaldırılması gerekir. Turistik alanları dışında kent merkezi bile bölgede gece geç hatta sabaha kadar açık olduğu, insanların dolaştığı nadir kentlerden biridir. Buda Van’ın turizm potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Buna göre hareket etmemiz lazım, görev almamız lazım. Bunu önemsemeliyiz. Bunlar çok önemli konulardır. İnsanın yüzüne gülecek, turizmin yüzüne gülecek sokaklar olmalı. Sokaklar hem gündüz hem gece insanların yüzüne gülmelidir. İnsanalar o sokaklarda huzur bulmadığı zaman temizlik bulmadığı zaman bir daha gelmezler. ‘Gittik pislik içerisindeydi’ derler. Bu çevre sorunu hallede bilirsek önemli bir kent olacağız” dedi.
Van haber