Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi, karara tepki gösterdi. Van SDİ, MEB'e seslenerek ‘Bu çirkin eyleme müsaade edilmemesi gerektiğini belirtti.
SDİ tarafından yapılan açıklamada, “Toplumların gelişiminde sivil toplum kuruluşlarının, halkın değerleriyle uyum içinde olması gerektiği şüphesiz bir gerçektir. Sivil toplum kuruluşları, içinde yaşadıkları toplumun değerlerine saygı duymalı, toplumun inançlarını yok sayarak ideolojik saplantılarla hareket etmemelidir. Eğitim-Sen'in 10 Mart'ta okullarda başlatmayı planladığı "toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel yönelim" dersi, bu tür bir yabancılaşmanın ve ideolojik körlüğün tipik bir tezahürüdür. Bu eylem, toplumun değerlerine karşı açık bir saygısızlık ve saldırı anlamı taşımaktadır. Bu girişimin Ramazan ayında planlanması da son derece manidardır.
Ramazan ayı, Müslümanların maneviyatını artırdığı, Kur'an'ın indirildiği mübarek bir zaman dilimidir. Böylesi bir girişimin Ramazan ayında gündeme getirilmesi, konunun provokatif niteliğini de gözler önüne sermektedir. Eğitim-Sen'in, bu kutsal günlerde bu tür bir dayatmayı okullarda çocuklarımıza ders olarak işlemeye kalkışması, İslami değerlerimize alenen saldırı anlamına gelmektedir. Bu tutum, yalnızca ideolojik körlüğün bir sonucu değil, aynı zamanda toplumu kutuplaştıran bir provokasyondur. Aileyi hedef alan, cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet gibi sapkın düşüncelerin çocuklarımıza dayatılması kabul edilemez. Eğitim-Sen'i, toplumun inançlarına ve değerlerine saygı göstermeye, bu provokatif adımından derhal vazgeçmeye davet ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı'nın da toplumsal kaosa yol açabilecek bu tür girişimlerin önüne geçmesi için sorumluluğunu yerine getirmesini bekliyoruz” ifadelerine yer verildi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Eğitim Sen tarafından yapılan "müfredat dışı ders işleneceği" iddialarına ilişkin, "Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızca onaylanan müfredat dışında herhangi bir konunun ders içeriği olarak belirlenmesi veya okutulması mümkün değildir" açıklamasında bulundu. Açıklamada ayrıca "tahtaları mora boyama" eylemi gibi etkinliklere asla müsamaha gösterilmeyeceği, gerekli adli süreçlerin başlatılacağı duyuruldu.
Eğitim Sen tarafından 6 Aralık'ta yapılan paylaşımda 10 Mart Pazartesi günü (bugün) okullarda 1 saat "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi" yapılacağı duyurulmuştu.
Müfredat dışı olan bu derste Eğitim Sen üyesi olan öğretmenler işleyecek ve etkinlik kapsamında okullardaki tahtalar mora boyanacaktı.
Eğitim Sen, "Karma eğitime yönelik müdahaleler, eğitimin dinselleşmesi ve çocukların ataerkil rol kalıpları ile yetiştirilmesine yönelik müfredat içeriği, şiddetin, cinsel istismarın ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın önünü açmaktadır" denilmişti.
MEB'DEN YALANLAMA VE UYARI
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Eğitim Sen'in bugün okullarda, "Bakanlığımızca hazırlanan müfredat dışında belirlenen konularda ders işleneceği ve dersliklerdeki tahtaların farklı renklere boyanacağı" yönündeki iddialarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, bütün demokratik hukuk devletlerinde olduğu gibi Türkiye'de de temel hak ve hürriyetlerin kullanılması konusunda anayasal güvenceler getirildiği vurgulandı. Anayasa'nın güvence altına aldığı özgürlüklerden birinin de sendikal faaliyet özgürlüğü olduğu, insan haklarının korunmasına ilişkin bütün uluslararası metinlerde temel hak ve hürriyetler kullanılırken "başkalarının özgürlüklerini ihlal etmemesi gerektiği" ilkesinin ortak kabul gördüğü belirtilen açıklamada, sendikal hakların kullanılmasında Anayasa'nın 12, 41, 42 ve 51. maddelerine işaret edilerek, Milli Eğitim Temel Kanunu ile aile hayatını koruma altına alan bütün yasal düzenlemelerin göz önünde bulundurulması gerektiğinin altı çizildi.
"ASLA MÜSAMAHA GÖSTERİLMEYECEK, GEREKLİ ADLİ VE İDARİ SÜREÇLER YÜRÜTÜLECEK"
Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Eğitim öğretim kurumlarımızda, ilgili mevzuatımızla çerçevesi belirlenerek Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızca onaylanan müfredat dışında herhangi bir konunun ders içeriği olarak belirlenmesi veya okutulması mümkün değildir. Gerek sendika yetkilileri gerekse okullarımızda görev yapan öğretmenlerimiz, Anayasa'mız başta olmak üzere kanunlarımızla kendilerine verilen yetki ve görevler çerçevesinde hareket etmekle yükümlüdür. Sendikal haklar, örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkını içermekte olup kamu hizmetlerinin nasıl yürütüleceğinin çerçevesini ise mevzuat belirlemektedir.
Ulusal ve uluslararası normlarda sendikal hakların kullanımı, kamu hizmetlerini keyfi biçimde yürütmek anlamına gelmemektedir. Sendikal hürriyet iddiasıyla yürütülen ötekileştirici, ayrıştırıcı, kamplaştırıcı ve illegal faaliyetlerin 'sendikal özgürlük' kavramını dejenere ettiği ve özüne zarar verdiği de açıktır. Tüm bu açıklamalar ışığında, sendikal özgürlüklerin kullanıldığı iddiasıyla Anayasa'ya, yasalara ve toplumsal değerlere aykırı davranışlarda bulunarak sendikal faaliyetlerin özüne zarar veren kişi ve kurumların eylem ve açıklamalarına asla müsamaha gösterilmeyecek, gerekli adli ve idari süreçler yürütülecektir."
EĞİTİM SEN'DEN LGBT PROPAGANDASI
MEB'in açıklaması sonrası Eğitim Sen üyelerinin nasıl hareket edeceği belirsizliğini korurken, sendika geçmişte LGBT sapkınlığına dair paylaşımları ve eylemleriyle dikkat çekmişti.