Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhammed Arabacı, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Dr. Ediz Koru, dünyanın ikinci büyük sodalı gölü olan Van Gölü suyu ile ilgili bir araştırma yaptı. Van Gölü’nün sodalı suyu ile yapılan araştırma neticesinde mikroskobik mavi-yeşil alg olarak bilinen ve aslında bir siyanobakteri olan spirulina, bilinen bir besi ortamına kıyasla Van Gölü suyunda iki kat daha fazla büyüdüğü ortaya çıktı. Araştırma ile Van Gölü’nün yüksek alkali suyunda hem insanlar, hem de hayvan ve bitkiler için ‘süper besin’ olarak bilinen spirulinanın yetiştirtilebileceği sonucuna varıldı. Yüksek besin değerine sahip ve sağlığa yararlı olduğu gerekçesiyle asırladır tüketilen mikroskobik su yosunu olan spirulinanın Van Gölü’nde kurulan tesislerle kültüre alınması, ülkeye ek gelir sağlanması açısından büyük önem taşıyor.

İHA muhabirine konuşan YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Yetiştiriciliği ve Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhammed Arabacı, pH değeri 9,8 olan Van Gölü suyunun spirulina için ideal olduğunu tespit ettiklerini belirtti. Van Gölü suyu ile yaptıkları ön araştırma neticesinde yüz güldürücü sonuçlara ulaştıklarını ifade eden Arabacı, “Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi olarak Van Gölü’nün kenarında bir fakülteyiz. Bu kapsamda Van Gölü suyunu nasıl değerlendirebileceğimizi düşündük. ‘Spirulina denilen fitoplanktonu bu suda yetiştirebilir miyiz?’ şeklinde bir teori kurduk. Daha sonra spirulinayı Van Gölü suyunda kültüre aldık. Spirulina pH değeri 8,5-10 olan suları çok seviyor. Van Gölü’nün pH değeri 9,8’dir. Kültür alma çalışmamız çok güzel sonuçlar verdi. Van Gölü’nün suyunda aldığımız spirulinalar, hem büyüklük, hem de biyomas olarak nihai üründe 2 kattan daha fazla verimli bir sonuç verdi. Bu sonuçlar ileriki çalışmalarımız için bize bir şevk verdi” dedi.

“Van Gölü suyu spirulina kültürü için çok ideal”

Mavi-yeşil mikroskobik yosun türü olan spirulinanın hem insan, hem hayvan gıdası, hem de bitkilerin gübre ihtiyacı olarak çok önemli olduğunu ifade eden Arabacı, spirulinanın faydalarını şu şekilde sıraladı:

“İçinde barındırdığı B grubu vitaminlerinden B1, B2, B3, B6, B9, B12 vitaminleri sayesinde nörolojik ve psikolojik problemler için de çok önemlidir. Yine içinde barındırdığı kalsiyum, magnezyum, potasyum gibi elementler insan sağlığı için çok önemli. İnsan sağlığına önemli olduğu kadar bitki ve hayvan sağlığı için de çok önemlidir. Yaprak gübresi, hayvan yem katkı maddesi olarak kullanılabilir. Bitki ve hayvanlarda kullanıldığında ciddi manada ürünlerde artışlar elde ediliyor. Bütün bunları birlikte değerlendirdiğimizde Van Gölü suyunun spirulina kültürü için çok ideal olduğunun farkına vardık. Bu yönde çalışmalarımızı devam ettirmeyi düşünüyoruz.”

“Kendi ürettiğimiz üründen emin olabiliriz”

Spirulinanın içinde bulunan fico chianina isimli maddenin eczacılık açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Arabacı, “İnsanlarımız, Van Gölü’nün sodalı suyunu nasıl değerlendirebiliriz, şeklinde çok kafa yoruyorlar. Van Gölü’nün turizm açısından çok önemi vardır. Ancak bunun dışında spirulinayı kültüre almak ile ciddi manada kente gelir sağlanabilir. Diğer taraftan her firma için geçerli değil ama ithal ettiğimiz ürünün mahiyetini tam bilemeyebiliriz. Ancak kendi ürettiğimiz üründen emin olabiliriz. Spirulinanın içinde bulunan fico chianina isimli madde eczacılık açısından çok önemlidir. Dolayısıyla kendimiz üretirsek ne ürettiğimizi bilme şansımız çok daha fazla” diye konuştu.

“Kültür noktasındaki avantaj fiyata yansıyacaktır”

Van Gölü suyunun spirulinanın üretimi için ideal olması, dünya rekabeti açısında büyük bir avantaj sağlayacağına dikkat çeken Arabacı, “Spirulinanın ihracat konusunda çok iyi bir potansiyel olduğunu düşünüyorum. Çünkü siz Van gölü suyunu kullandığınızda diğer üreticilerin ürettiği gibi spirulina kültürü için iyi bir ortam hazırlamanız gerekmiyor. Yani kültürün gerçekleşeceği ortam suyu için birçok kimyasal kullanmanız gerekmiyor. Bu hem yüksek maliyet, hem de zamandan kar demektir. Çünkü Van Gölü suyunu kültür ortamı olarak kullandığınızda bunlar büyük ölçüde bertaraf oluyor. Artık geriye ürünün yetiştirilmesi ve işlenmesi kalıyor. Kültür noktasındaki bu avantaj ebetteki fiyata yansıyacaktır. Fiyatlar bize dünya rekabeti açısında büyük bir avantaj sağlayacaktır” şeklinde sözlerini tamamladı.


Kaynak: Haber Merkezi