Atanamayan öğretmenler, zor koşullarda tamamladıkları eğitimlerinin sonucunda öğrencileriyle buluşmayı hayal ederken, geçinmek için bambaşka işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü. Atanamayan öğretmenleri konuştuk…


Eğitim camiasına katkı sağlamak amacıyla yıllarca emek harcayarak mezun olan binlerce öğretmen adayı, atanma hayaliyle yola çıkarken, birçoğu maalesef bu hayaline bir türlü kavuşamıyor. Atanamayan öğretmenler, kendi mesleklerine özlemle bağlı kalmak isterken, zorlu ekonomik koşullar ve sistematik sorunlar nedeniyle başka sektörlerde çalışmak zorunda bırakılıyor. İnşaat sektörü, tezgahtarlık, sekreterlik gibi alanlarda çalışan atanamayan öğretmenlerle gerçekleştirdiğimiz röportajlarda, karşılaştıkları zorlukları ve içsel çatışmalarını dile getirdiler. Bir öğretmen adayı, "Eğitime olan sevdamızı, hayallerimizi gerçekleştirmek için yola çıktık. Ancak atanamayınca, bu sevda inşaat duvarlarının arasında sıkışıp kaldı. Bu durum, hem bireysel olarak bizleri etkiliyor hem de ülkemizin eğitim potansiyelini olumsuz yönde etkiliyor" diyor. Atanamayan öğretmenler arasında, mesleklerini icra edememenin yarattığı psikolojik sorunların yanı sıra, intihar vakalarının da yaşandığı üzücü bir gerçek. Uzmanlar, atanamayan öğretmenlerin ruhsal sağlıklarını korumak için destek alması gerektiğini vurgularken, eğitim sistemindeki yapısal sorunların da acilen çözülmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

“HİÇ BÖYLE HAYAL ETMEMİŞTİM”

Yıllardır atanmak için mücadele veren öğretmen adayı Y.S, "Hayalimdeki sınıfa girebilmek için onca çaba sarf ettim, ancak atanamamak beni derinden yaralıyor. Ailem okutmak için her şeyi yaptı. Ama gel gör ki, okumama rağmen atama olmuyor. Şu anda ben inşaatta çalışıyorum. Bazen okul önünden geçerken çocuklarla ilgilenen öğretmenleri görünce çok üzülüyorum. Okul önünden geçerken, çocuklarla ilgilenen öğretmenleri görünce içim burkuluyor. Belki de ben de bir gün onlar gibi öğrencilere rehberlik edebilirdim" diyerek atanamamanın yarattığı hayal kırıklığını dile getiriyor.

“HAYALİMDEKİ SINIFLARI DOLDURAMAMAK BENİ DERİNDEN YARALIYOR”

İş bulamadığı için ailesiyle birlikte yaşam mücadelesi veren bir öğretmen adayı M.K ise, “Hayalimdeki sınıfları dolduramamak beni derinden yaralıyor. Ekonomik zorluklar ve aile baskısıyla baş etmeye çalışırken, atanamamanın yarattığı boşluk içinde kayboluyorum. İş bulamamak beni sadece ekonomik olarak değil, manevi olarak da zorluyor. Bu süreçte birçok kez ailemle birlikte yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldım. Artık ailemden para istemekten utanıyorum” dedi.

“SORUN SADECE EKONOMİ DEĞİL”

Öğretmenlerin sadece ekonomik sıkıntılarla değil, aynı zamanda manevi zorluklarla da mücadele ettiğini söyleyen G.İ ise, “Mezun olduktan sonra bir yıl İŞKUR’da çalıştım, ardından ücretli öğretmenlik yaptım. Şimdi ise markette çalışmaya başladım. Bulduğumuz üç beş kuruş para da kitaba, ÖSYM’nin yüksek sınav ücretlerine gidiyor. Umutlarımız tükeniyor. Yıllardır aynı çileyi çekiyoruz. Ben markette tezgâhtar olarak çalışıyorum. Ücretli öğretmenlik yaparken ders verdiğim öğrencilerim beni markette tezgâh başında görüyor. Bu çok utanç verici." ifadeleriyle yaşadığı zorlukları paylaştı.

Muhabir: Yeşim Aşan