Feqîyê Teyran Kültür Sanat Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muammer Takıs, kuruldukları günden bu yana Van'da sosyal, kültürel, doğa ve spor alanında bin 500'e yakın çalışma yaptıklarını söyledi. Takıs, dernek olarak aynı zamanda geçmiş Kürt âlim ve filozofların hayatını da gençlere aktarmayı da sürdürdüklerini belirtti.

Tarihi boyunca 27 emirlik, 5 cumhuriyet ve 3 devlet kurmuş olan Kürtler, günümüzde Suriye, Irak, İran'da ve Türkiye’nin doğusunda yaşamlarını sürdürmeye devam ediyor. Ancak Kürtler, sanatçılarına, âlim, filozof ve dengbejlerine sahip çıkmıyor.
Asırlardır Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşamlarını sürdüren Kürtler geçmiş tarihine sahip çıkmıyor. Özelikle Z kuşağı nesliyle daha çok unutulan Kürt sanatçılar, Âlimler, filozoflar ve dengbejlerine geride bıraktığı sanatlar sahiplenmeyi bekliyor. Feqîyê Teyran Kültür Sanat Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muammer Takıs, kuruldukları günden bu yana Van'da sosyal, kültürel, doğa ve spor alanında bin 500'e yakın çalışma yaptıklarını söyledi. Takıs, dernek olarak aynı zamanda geçmiş Kürt âlim ve filozofların hayatını da gençlere aktarmayı da sürdürdüklerini belirterek,

"Feqiye Teyran hem tasavvuf ehli, hem de bir şairdi. Şair olduğu için günümüze şiirleri kaldı, şiirlerinin bir kısmını şarkı türkü haline getirdiler. Şuan bu şekilde yaşatıyoruz. Ahmed-i Hânî yine aynı şekilde şiirleri, Selahaddin Eyyubi cesaretiyle, adil padişahlığıyla bunları günümüze taşıdı. Biz dernek olarak kültür, sanat, spor, doğa, yaşam, insan hakları gibi çalışmalar yürütüyoruz. Bu saydığım çalışmaları sinevizyon haline getirerek sunmayı planlıyoruz" diye konuştu.

“KÜRT SANATÇILARIN TANINMASI İÇİN ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLÜYOR”

Kentte sosyal, kültürel, doğa ve spor alanında yaklaşık 1500 çalışmaya imza atan Feqîyê Teyran Kültür Sanat Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği aynı zamanda, Suriye, Irak, İran'da ve Türkiye'nin doğusunda yaşamlarını sürdüren Kürt âlim, filozof ve dengbejlerin tanınması ilgili de çalışma yürütüyor. Gençlerin tarihlerini ve o dönemdeki önemli isimleri tanımadıklarını anlatan Feqîyê Teyran Kültür Sanat Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muammer Takıs, bu önemli isimlerin tanınması ve bıraktıkları eserlere sahip çıkması gerektiğini söyledi.

“GENÇLER KÜRT TARİHİNDEKİ ÖNEMLİ İSİMLERİ ARAŞTIRIP ÖĞRENMELİ”

Geçmişten günümüze kadar hala araştırılmayan çok sayıda Kürt sanatçı olduğunu belirten Takıs,

"Geçmiş Kürt tarihinden bu güne bize devrolan ama araştırmadığımız, geçmişine bakmadığımız, önde gelen büyüklerimiz var. Kürt Milleti ve Kürt toplumundan ricam ata babalarını büyüklerini araştırmaları ve bunlara yakışır liyakat ile yaşam revizelerini yerine getirmeleri. Selahaddin Eyyubi, Bediüzzaman Said’i Nursi, Feqîyê Teyran, Ahmed-i Hânî, Melayê Cizîrî, Mir Hesen-i Veli, Molla Mustafa Barzani, Şeref Han Bitlisi, Şeyh Said, Kürtlerin İlk Cumhurbaşkanı Gazi Muhammed, Mir Bedirhan, Sımko Şıkaki, Mela Hesen’e Bateyî, Cibranlı Halid Bey, Mevlana Halid-İ Şehrezori, Mir Evdalê Bitlisi, Seyit Rıza Dersimi, Cigerxwîn, Celadet Ali Bedirhan gibi isimlerin özellikle gençler tarafından araştırılmalıdır. Onların bilgi ve donanımları günümüze kadar ulaştı. Gençlerimizde bunları araştırıp bilgi sahibi olsunlar. Bunlar bizim öz temel geçmişimiz, günümüzde asimile dediğimiz olayı en fazla yaşayan bir millet olarak, bunu araştırmak, sormak, soruşturmak bizim en doğal hakkımızdır. Gençler ve milletimizden özellikle bu önemli isimleri ve bıraktıkları eserleri araştırmalarını istiyorum” Dedi.

“SİNEVİZYON OLARAK SUNACAĞIZ”

Dernek olarak geçmişte yaşamış ve günümüze önemli eserler bırakmış Kürt alim ve filozofların hayatını gençlere aktardıklarını ifade eden Takıs,

"Feqiye Teyran hem tasavvuf ehli, hem de bir şairdi. Şair olduğu için günümüze şiirleri kaldı. Şiirlerinin bir kısmını şarkı türkü haline getirdiler. Şuan bu şekilde yaşatıyoruz. Ahmed-i Hânî yine aynı şekilde şiirleri, Selahaddin Eyyubi cesaretiyle, adil padişahlığıyla bunları günümüze taşıdı. Bizim derneğin genel çalışması, kültür, sanat, spor, doğa, yaşam, insan hakları gibi çalışmalar oluyor. Bu saydığım çalışmaları sinevizyon haline getirerek sunmayı planlıyoruz. Bu kapsamda çalışmalarımız sürüyor" İfadelerini kullandı.

“DERNEK SAYISI FAZLA, FAALİYET AZ”

Van'da dernek sayısının fazla olduğuna da dikkat çeken Takıs,

"Var olan dernekleri karalamak için söylemiyorum fakat bazı dernekler hali hazırda kopyala yapıştır tüzük aldıkları için faaliyet kodlarını da yanlış alıyorlar. A veya B Derneği dediğimiz dernekler 10 kişi bir araya geliyor, kurum ziyaretleri, daha çok aşiret dernekleri topluluk olmaya başlıyorlar. Hal böyle olunca sağlıklı bir dernek çalışması olmuyor. Topluma da bir fayda katmıyor. Kamu dairelerini de teşvik edecek bir yönü olmadığı için ismi dernek olarak kalıyor. Dernek faaliyet alanı da kısıtlı olduğu için fazla işlem yapamıyorlar. Bu nedenle sadece tabela derneği olarak kalıyorlar. Oysa birkaç kalemde kendilerini geliştirmiş olsalar, kamu idareleriyle beraber ortak bir çalışma yapabilseler ziyadesiyle toplumunda beklediği hizmeti hem kamu idareleri yerine getirmiş olacak hem de sivil toplum kuruluşları da kendi isimlerinin hakkını vermiş olacak. STK dediğimiz olayı yerine getirmiş olacak" ifadelerine yer verdi.

“100 YILDAN GERİYE GİDEMİYORUZ”

Van'da ata balarından kendilerine kalan nizam, tavır, terbiye ve bir edep olduğunu anlatan Takıs,

"Biz bunları hiç teğet geçmeden yerli yerince yapmaya çalıştık. Bizden sonraki gençlere bu özellikleri devretmemiz gerekiyor. Çıta daralıyor artık. Herkeste bir sosyalite havası, herkeste bir asimile kolu ister istemez ya sağa, ya sola esneyebiliyor gençler. Oysa kendi gelmiş oldukları ata baba, ecdatlarının yolundan gitmiş olsalar, zaten taşlar yerine oturmuş olacak. Siyasi partilerinde burada ideolojik olarak düşündükleri için isimlerini alıp sadece çağrıştırmak için kullanıyorlar. Böyle yaptıkları zaman kendilerine de, topluma da zarar veriyorlar. Bu toplum bölünmeyi hak eden bir toplum değil. Kürdü, Türkü, Çerkez’i, Laz’ı ile hepsini aynı çatı altında toplamış bir ülkeyiz. Bunlardan tamamının haklarına saygı duyarak, araştırarak, geliştirerek yürütebiliriz. 3 bin yıllık Kürt tarihinin olduğu yerde biz 100 yıldan geriye gidemiyoruz. Gidip araştırma yapamıyoruz. Oysa bu saydığım isimler 500 yıl önce yaşamış kişiler. Gençlerin kendi sicillerini bozmadan kendi tarihini okumalarını, ata babalarının öz geçmişini araştırmalarını istiyoruz" Şeklinde konuştu.

YeniDoğuGazetesi: Adil Harmancı

Kaynak: Haber Merkezi