“Gıda güvenliği” konusu tüketicileri günümüzde her zamankinden daha fazla meşgul etmeye devam ediyor. Organik, doğal ve katkısız olarak nitelenen, ambalajı olmayan gıdalara ilgi ve merak sürerken diğer yandan gıdada kaliteyi ve sağlığı ambalajla bağdaşlaştıran kişilerin sayısı artıyor. Bu soruları ve yaşanan bilgi karmaşası ile ilgili uzmanından tüketiciye can simidi olacak açıklama geldi.
Organik olarak lanse edilen gıdaların popülerliğinin artmasıyla birlikte, bu tür gıdaların hastalıklar için bir risk oluşturabileceği ve organik kavramının suiistimal edildiği de görülüyor. Gıdaları ambalajlı ve organik olarak ayırmak doğru mu? Ya da organik - doğal gıda terimi her ambalajsız gıda ürünü için kullanılabilir mi? Ambalajlı gıdalar bize ne ifade ediyor ve bu gıdaları doğru tanımlayabiliyor muyuz?
Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık, bu soruları ve yaşanan bilgi karmaşası ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Ambalaj içine konulan gıda ve ürünü koruyan, en temiz ve en güvenilir koşullarda tüketiciye ulaşmasını sağlayan, taşınmasını ve depolanmasını kolaylaştıran bir malzeme olduğunu ifade eden TÜGİS Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık,
“Bir bebek nasıl kundak ile dış etkilere karşı korunuyorsa, gıdanın da muhafaza tekniği açısından ambalajlı olması gıda güvenliği için en vazgeçilmez kriterdir. En yalın haliyle; içine konulan ürünün pazarlama işlemlerini kolaylaştıran, tüketiciye içindeki mal hakkında bilgi veren, metal, kağıt, karton, cam, teneke, plastik ve tahtadan yapılan sargı ve kaplamalara ambalaj diyoruz. Buna göre gıdaların ambalajlanması ise tehlike oluşturan çeşitli faktörlerin elimine edildiği, dolayısıyla gıdaların tüketicinin sofrasına kadar tüm özellikleri bozulmadan ulaşmasını sağlayan önemli ve vazgeçilmez bir uygulamadır” dedi.
Tüketici bir markete gittiğinde öncelikle gıda ürünlerinde ambalaja baktığını kaydeden Artık,
”Üretici markanın kalitesinin yansıtılmasında da ilk etapta ambalaj ön planda. Kaldı ki tüketiciler günümüzde satın alacakları ürünlerin güvenli olmasını ve hijyenik şartlarda üretilmiş olmasını geçmiş yıllara nazaran daha fazla tercih ediyorlar. Ambalaj ise bu tercihte önemli bir parametre. Ayrıca ürün ve tüketici güvenliğini korumak için ürün hakkındaki bilgilerin tüketiciye eksiksiz ve doğru aktarılması zorunluluğu da kaçınılmaz. Bu bilgilerin gıda etiketinde olması yasal bir gereklilik” açıklamasında bulundu.
Günümüzde ambalaj, geleneksel olarak gıdayı koruma özelliği yanında bir iletişim aracı ve yaşam biçiminin bir uzantısı olduğunu aktaran Artık,
“Bu çerçevede tüketiciyle iletişim kurarak dikkat çekiyor ve farkındalık oluşturuyor. Aynı zamanda sessiz bir satış elemanı ve ürünün görünürlüğünü artırıyor, satın alım sonrasında kullanım yararı sağlıyor. Bu çerçevede ele aldığımızda tüketicilerin satın alma alışkanlıklarında da ambalaj önemli bir rol oynuyor” şeklinde konuştu.
Uzakdoğu'dan sipariş edilen mutfak malzemelerinin ve üreticisi bilinmeyen ürünlerin tercih edilmemesinde, edilecekse de neden üretildiğinin araştırılmasında fayda olduğunu vurgulayan Artık,
“Bir plastik olan PVC’nin kullanımı, dünyanın gelişmiş ülkelerinin çoğunda gıda ambalajlanmasında ve kap üretiminde kullanılmıyor. Bu noktada Uzakdoğu'dan sipariş edilen mutfak malzemelerinin ve üreticisi bilinmeyen ürünlerin tercih edilmemesinde, edilecekse de neden üretildiğinin araştırılmasında fayda var. Yine benzer şekilde kimi zincir restoranlarda ve marketlerde görebildiğimiz “kullan-at” bardak çeşitlerinden plastik bardaklar gibi, “köpük” bardaklar da plastikten üretiliyor. Ayrıca kağıt bardak olarak bilinen bardak çeşidinde de iç yüzey plastik kaplanarak lamine ediliyor. Bu tip ambalajlar gıda ile temas eden madde ve malzemeler yönetmeliğine göre Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 5996 sayılı kanun gereğince denetleniyor. Burada kullanılan plastiğin türü ve sınıflandırması devreye giriyor. Tüm plastik ambalajlar PS, PP veya PET kullanılarak üretilir. Gıda ambalajlanmasında yerleşmiş standartlar çerçevesinde 1’den 7’ye kadar numaralandırılmış sınıflandırma vardır. Bu rakamlar ne kullanıldığını gösterir. Örneğin 1 numaralı işaret PET’i tanımlar. Zaten dilimize yerleşen "PET Şişe" adı da buradan geliyor ve tek kullanım için uygun bir ambalajlama çeşidi. Başka bir örnek vermek gerekirse 4 numaralı işaret olan LDPE, gıda tüketiminde güvenle kullanılabiliyor. Bulaşık makinesine ya da mikrodalgaya konulabiliyor” açıklamasında bulundu.
Ambalajlı gıdaların doğallığının bozulup bozulmaması ile ilgili dikkat edilmesi gerekenleri hatırlatan Artık,
“Gıda işleme ve ardından ambalajlamayla gıdanın doğallığı bozulmaz. Gıda işleme esnasında posa, çöp, yaprak, kavuz, kepek gibi uygun olmayan kısımlar ayrılır. Bunu bir örnekle açıklarsak bezelyeden konserve veya konserve yemeği yapmak için önce yıkamak, sonra kavuz ayrılması ve ön hazırlık zorunlu olarak yapılmalı. Kavuzlu bir bezelye yemeği ve bezelye konservesini kimse tüketmez. Kavuzun ayrılması doğallığı bozmak değil, tüketicilere uygun yani güvenli gıda hazırlamaktır. Ambalajlı gıdalar, gıdanın az bulunduğu zamandan bulunmadığı zamana kadar gıdayı muhafaza ederek sunmaktır. Örneğin ülkemizde vişne, haziran ve temmuz ayında taze bulunur. Ancak ambalajlı olarak konserve ya da dondurulmuş vişneyi, yılın her ayında bulmamız ambalajlı gıda üretimi sayesinde mümkün” dedi.
Gıda muhafaza tekniklerinin tüm dünyada aynı olduğunu kaydeden Artık,
“Doğal ve ambalajsız gıda beslenmesi gibi bir tanım doğru değil. Bu, gıda konusunda yeterli ve doğru bilgi sahibi olunmadığı durumlarda gündeme geliyor. Tarım, gıda ve beslenme; her biri önemli bir bilim dalı olup bilimsel verilere dayanmalı. Sadece doğal ve ambalajsız gıda ile beslenmeyi savunanların fikirlerinin gerçek hayatta net bir karşılığı bulunmuyor” dedi.