Son yıllarda meydana gelen iklim değişikliğinin ardından artan sıcaklıklar nehir ve küçük göller olduğu gibi Van Gölünün de etkiledi. Artan sıcaklıklarla birlikte buharlaşma oranının attığı Van Gölü her geçen gün biraz daha geriliyor.
Son günlerde artan sıcaklıklarla birlikte nesilleri tehlike altında olan kuş türlerine ev sahipliği yapan Akgöl, inci kefallerinin üremesine büyük katkıda bulunan mendimahi çayı gibi nehir ve küçük göller kururken buharlaşmanın iki kat arttığı Van Gölü’de bu sıcaklıklardan nasibini aldı. Çekilme sıcaklıkların artmasıyla ilgili gazetemize konuşan Van YYÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, sıcaklıkların giderek artacağını ve Van Gölü’nün daha çok çekileceğini söyledi.

“BUHARLAŞMA ARTTI”

Artan sıcaklıklarla birlikte Van Gölünde ki buharlaşmanın her geçen gün biraz daha arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu,

“Van gölü hakikaten özel bir alan, özel bir ekosistem. Tabi Van gölü sadece merkezde büyük Van gölünden oluşmuyor, Van gölü havzası dediğimiz, içinde birçok gölün de olduğu irili, ufaklı, sodalı, tatlı su içeren göllerin olduğu kocaman bir sulak alan cenneti. Bu sulak alan içerisinde de birçok kuş türünün, buraya özel özel endemik türlerin, inci kefali gibi balıkların yaşadığı, ürediği ve bölgenin de ekonomisinde katkı sunan bir alandan söz ediyoruz. Van gölü 3 bin 500 kilometrenin üzerinde bir alana sahip yaklaşık 3 bin 700 kilometre karelik bir alan, bu devasa bir alan. En derin yeri de 451 metreler civarı. Ancak küresel ısınma ve onun beraberinde getirdiği o küresel iklim değişikliğini dünyada yarattığı o fırtına, o etki ülkemizin birçok bölgesinde olduğu gibi maalesef bu havzada da kendini hissettirdi hatta bu havzada daha fazla hissettirdi. Çünkü bizim ifade ettiğimiz bu buharlaşmayla ilgili iki tane yaklaşım var. Biri potansiyel, biri gerçek buharlaşma. Van Gölü havzasında o küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan o buharlaşmanın etkilerini çok canlı bir şekilde hissediyor ve görüyorsunuz. Neden? Çünkü burada su var, suyun varlığı o buharlaşmanın hangi ölçüde olduğunu ve buharlaşmanın çevrede yarattığı o tahribatı çok net ve açık bir şekilde gözler önüne seriyor” dedi.

“GÖL VE NEHİRLER KURUDU”

İrili ufaklı göllerin ve Van Gölünü besleyen nehirlerin sıcaklıklar karşısında kurduğunu söyleyen Alaeddinoğlu,

"Şuan sizin gördüğünüz bu kumların tamamı da sular altındaydı, yani şu gerimizde kalan tesisler dahi sular altındaydı. Yani şu hemen gerimizde kalan tesisler dahi sular altındaydı. Tesislerin tabanına kadar Van Gölü seviyesi vardı. O düzeyden buraya kadar çekildi, kaldı ki şu an siz bu yıl bahar aylarında yaşadığımız o kısmi iyileşmenin sonucunu görüyorsunuz. Önümüzdeki aylarda özellikle Ekim ayına doğru burada bir çekim yaparsanız muhtemelen buranın tamamını kurumuş olarak da görebilirsiniz. Çünkü özellikle son 10 yılda ve son 4-5 yıldır yaşanan o sıcaklık havzada gerçekten çok köklü değişikliklere neden oldu. Öncelikle işte devasa olarak ifade ettiğimiz 3 bin 700 kilometre karelik Van Gölü’nün alanında yarattığı tahribat bir tarafa, diğer taraftan küçük göllerin birçoğunun kurumasına neden oldu. Sulak alanların ortadan kaybolmasına, akarsuların önemli bir kısmının artık akarsu yatağından akmayacak düzeyde su miktarındaki azalmalara neden oluyor. Tabi bunlar da havzada hakikaten gözle görülür farklılıkları, değişiklikleri beraberinde getirdi” diye konuştu.

“EKSTREM SICAKLAR YAŞAYABİLİRSİNİZ”

Van’da ekstrem sıcakların yaşanabileceğiyle ilgili konuşan Alaeddinoğlu,

“Bunlar akarsuların ortadan kaybolması, onların üzerinde yer alan Çağlayanlar, Muradiye Çağlayanı gibi. Onların göle döktükleri yerlerde yarattıkları o sulak alanlar yani birçok kuş türünün yaşadığı o sulak alan, onların da yok olmasına neden oluyor. İklim değişikliğinin ortaya çıkardığı aslında o ilginç dediğimiz o doğa olaylarına neden ilginç diyoruz? Daha doğrusu aşırı dediğimiz yani bizim alışageldiğimiz işte hava olaylarını tarih ederken o uzun yıllık verilerden hareketle sıcaklığın, soğuğun, hangi mevsimin yağışın düşeceği bilgileri tamamen ortadan kalktı. Yeniden tanımlanmaya ihtiyaç duydu. Ancak bu defa bizim tanımlayacağımız uzun periyodik şeyler değil anlık olaylar. Refleksler yani, her an ekstrem sıcaklar yaşayabilirsiniz. Her an çok güçlü sağanaklara, dolu yağışlarına, kasırgalara, rüzgara maruz kalabilirsiniz. Yani Dünyanın ısınmasının yarattığı o olumsuz sonuçlar, yarattığı o ekstrem sonuçlar gerçekten işte burası gibi hassas ekosistemlerin çok daha şiddetli bir tahribata uğramasına neden oluyor. Tabi biz de bunu çıplak gözle görebiliyoruz ve tabi ki bu görüntü hepimizi rahatsız ediyor. Dolayısıyla bunun maalesef önümüzdeki süreç içerisinde de devam edeceği ve bu tahribatın aşama aşama zaman zaman çok kısmi iyileşmeler olsa da ama uzun periyotta bu gerilemenin devam edeceğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“DAHA ÇOK SU KAYBI GÖRECEĞİZ”

İlerleyen zamanlarda ülke genelinde daha sık su kayıplarının gözlemlene bileceğini söyleyen Alaeddinoğlu,

“Bu yıl neden Van Gölü ve havzası şanslı? Çünkü özellikle bahar ayı yaza kadar kaydı. Dolayısıyla bu ne anlama gelir? Şimdi buradaki temel sorun yağıştaki o ekstrem düşüş değil. Evet yağışta bir düşüş var, yüzde 15’ler civarında. Ama temel sorunumuz yağış değil. Bizim temel sorunumuz sıcaklık ve sıcaklığın yarattığı buharlaşma. Şimdi bahar aylarının yaza kayması ve bütün bahar ayları boyunca havanın kapalı olması, kısmen yağışlı olması yani soğuk geçmesi buradaki buharlaşmayı büyük ölçüde azalttı, dolayısıyla buharlaşmanın azalması, havzadaki su kaybını minimize etti. Yani bizim gördüğümüz tablo yağıştaki iyileşmenin sonucu değil havaların soğuk gitmesi yani o soğuk havaların ta yaza kadar kayması. Haziran ayında dahi burada yani kaloriferleri yakacak ortam vardı neredeyse. Yani havalar soğuktu ve onlar tamamı işte başta Van Gölü olmak üzere. Havzadaki bütün göllere pozitif yansıdı. Ancak şu an yaşadığımız şey tam tersi, yani bundan sonra ta sonbahara kadar yani bundan sonra yaşayacağımız 3-4 belki 5 yıl boyunca hava sıcaklıklarının yani dünyadaki bütün diğer verilerle beraber düşündüğümüzde aslında ülkemiz için de aynı şey söz konusu, sıcaklıkların artacağı yönünde dolayısıyla bu tarz suyun olduğu göller, sulak alanlar bütün o suyla bir şekilde ya da suyun varlığını hissettirdiği bütün alanlarda bu kaybı göreceğiz” şeklinde konuştu.

Van Haber

Muhabir: Adil Harmancı