Dem Parti Van Milletvekili Sinan Çiftyürek Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğu araştırma önergesinde gıda fiyatlarındaki artışın araştırılmasını talep etti.
Çiftyürek araştırma önergesinde; “Türkiye tarım kaynaklarının planlı verimli kullanımı ve adil dağıtımı ile mevcut tarım arazilerin sadece yarısı ile nüfusundan fazlasının gıda ihtiyaçlarını karşılayabilecek imkanlara sahiptir. Ancak mevcut doğal imkanlar ve insan gücü karşısında, Türkiye’de durdurulamaz şekilde devam eden gıda ürünlerindeki fiyat artışının tüm yönleriyle araştırılması; emekçilerin temel gıda maddelerine ulaşmasındaki engellerin tüm boyutlarıyla açığa çıkarılması ve halktan yana, ekolojik, sürdürülebilir bir tarım politikasının oluşturulması amacıyla Meclis Araştırmasının açılması önem arz etmektedir” ifadelerine yer verdi.
Meclise sunulan soru önergesi şu şekilde yer aldı:
Gıda maddelerinin ücretlerinde düzenli olarak devam eden artışlar, Türkiye’yi gıda enflasyonunda dünyada ilk sıraya yerleştirmiş durumda. Gıda fiyatlarındaki durdurulmayan artışa bağlı olarak ‘ucuz’ ve güvencesiz/sağlıksız gıda sorunu daha yakıcı hissedilmekte. Temel gıda maddelerine dahi ulaşmakta zorluk çeken Türkiye emekçileri ve işsizleri gıda fiyatları artışından olumsuz etkilenmekte, hassas grup olarak değerlendirilen çocuklar ise sağlıklı ve yeterli beslenmemekte. Türkiye’yi gıda enflasyonunda dünyada birinci sıraya taşıyan, buna bağlı olarak milyonlarca işçi emekçiyi gıda kriziyle karşı karşıya bırakan gıda maddelerindeki yüksek fiyat artışının nedenlerinin araştırılması ve uzun vadeli bir gıda fiyat politikasının oluşturulması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince meclis araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.
GEREKÇE
Ekonomi alanındaki adil olmayan bölüşüm, ekonomik kaynakların halkın temel ihtiyaç ve taleplerini karşılamak yerine, sermayedarlar lehine kullanılması Türkiye emekçi halklarını her gün daha zorlu bir yaşam mücadelesi içine sürüklüyor. Emekçi ve yoksul halkların bugün en temel sorunlarında biri de sağlık gıda ürünlerine erişemiyor olması. Ak Parti iktidarı boyunca emekten değil sermayeden, doğadan değil betondan taraf izlenen ekonomi ve tarım politikaları, bugün halkın büyük çoğunluğunu gıda kriziyle karşı karşıya bırakmış durumda. Türkiye'de gıda enflasyonu uzun süreden bu yana genel tüketici enflasyonunun (TÜFE) üzerinde seyrediyor.
Türkiye’de ‘gıda krizi’ olarak adlandırılabilecek süreç uluslararası kurum ve kuruluşların raporlarına da yansımaktadır. Tüm raporlar dünyada gıda fiyatlarının ya düştüğünü ya da sabit kaldığını gösterirken, Türkiye’de arttığına işaret etmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yayımladığı rapora göre, dünya gıda fiyatları Aralık 2023 itibariyle yüzde 1,5 gerilemiştir. Dünya gıda fiyatlarının ölçülmesinde en önemli gösterge olan FAO Gıda Fiyat Endeksi, 2023'ü bir önceki yıl düzeyinin yaklaşık yüzde 10 altında tamamladığını ifade etmektedir. Türkiye ise aynı zaman diliminde sürekli bir artış yaşamaktadır. Türkiye’de gıda fiyatları Eylül 2020’den bu yana 40 aydan fazladır aralıksız yükselmektedir. Sunduğu veriler eleştirilere maruz kalan ve son yıllardaki güvenirliliği tartışılan Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 Aralık tüketici fiyat endeksi verilerine göre bile, gıda fiyatları yıllık yüzde 72,01, aylık ise yüzde 4,81 artmıştır. Uzun dönemdir genel enflasyondan daha yüksek seyreden gıda fiyatları, Aralık'ta yüzde 64,77 olan resmi genel enflasyonu aşmıştır. Yine DİSK AR’ın 03 Ocak 2024 tarihinde paylaştığı bir rapora göre ülkemizde en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 113,1 olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye’nin tarım politikasının sürdürülebilir olmadığı açıktır. Gıda güvenliğinden yüksek fiyatlara, tarım alanlarının her gün daha fazla yapılaşmaya açılmasından iklim krizinin yarattığı ekolojik tahribatlara, uluslararası gerginliklerden ve savaşlardan adaletsiz gıda bölüşümüne tüm veriler Türkiye tarımı için alarm zilleri çaldığını göstermektedir. Belirtilen tüm bu olumsuzlukların yanında tarım politikalarındaki plansızlık ve israf bu krizinin boyutunu daha fazla derinleştirmektedir. Türkiye’de yıllık ortalama 130 milyon ton bitkisel üretim (sebze, meyve, tahıl vb) yapılıyor ve her yıl yaklaşık 20 milyon ton gıda çöpe gitmektedir. Türkiye tarım kaynaklarının planlı verimli kullanımı ve adil dağıtımı ile mevcut tarım arazilerin sadece yarısı ile nüfusundan fazlasının gıda ihtiyaçlarını karşılayabilecek imkanlara sahiptir.
Mevcut doğal imkanlar ve insan gücü karşısında Türkiye’de durdurulamaz şekilde devam eden gıda ürünlerindeki fiyat artışının tüm yönleriyle araştırılması; emekçilerin temel gıda maddelerine ulaşmasındaki engellerin tüm yönleriyle açığa çıkarılması ve halktan yana, ekolojik, sürdürülebilir bir tarım politikasının oluşturulması amacıyla Meclis Araştırmasının açılması önem arz etmektedir.