Geçtiğimiz hafta etkili olan kar yağışının ardından Van, Sibirya soğuklarının etkisi altına girdi. Türkiye’nin en düşük hava sıcaklığının kaydedildiği kentte, termometreler gece saatlerinde sıfırın altında 20 ila 30 dereceyi gösterdi. Dondurucu soğuklar nedeniyle araçlardaki mazot donarken, evlerde su boruları buz tuttu.
Şubat ve Mart aylarında etkisini artıran aşırı soğuklar, hayatı adeta durma noktasına getirdi. Kent merkezinde sıcaklık sıfırın altında 15 dereceye kadar düşerken, ilçelerde ise daha da düşük değerlere ulaştı. Peki, Van’daki bu dondurucu hava ne zamana kadar sürecek? Cemre düşmesiyle başlayan Sibirya soğukları ne zaman sona erecek?
Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, merak edilen soruları yanıtlarken, yaklaşan yaz mevsimiyle ilgili önemli bir uyarıda da bulundu. Prof. Dr. Alaeddinoğlu, kışın sert geçmesinin yaz aylarında su kaynakları ve kuraklık açısından ciddi riskler doğurabileceğine dikkat çekti.
“TÜRKİYE GENELİNDE DE KIŞ AYLARI YAĞIŞSIZ GEÇTİ”
Kışın ülke genelinde yağışsız geçtiğini söyleyen Alaeddinoğlu, “Dünyanın tamamında olduğu gibi ülkemizde de iklim değişikliğinin etkilerini artık daha sık görmeye başladık. Şüphesiz, bazı değişiklikler zamansal, bazıları ise alansal olarak kendini gösterdi. Zamansal değişikliklerin en önemlilerinden biri, özellikle içinde bulunduğumuz Van Gölü Havzası’nda yağışların hem şeklinin hem de düşme aralıklarının değişmesidir. Geçmişte uzun yıllık yağış periyotlarına baktığımızda, yağışlı sezon ekim ayında başlardı ve kasım ayında havzaya 50 mm’nin üzerinde yağış düşerdi. Yani, havzaya düşen maksimum yağışlardan biri kasım aylarında gerçekleşirdi. Ancak son 20 yıldır bu uzun yıllık periyot değişiyor ve büyük ölçüde değişti. Sonbaharda düşmesi gereken yağışlar artık düşmüyor. Bir kısmı kış aylarına, ancak ağırlıklı olarak bahar aylarına kayıyor. Bugün de bunun sonuçlarını görüyoruz. 2024 yılı sonbahar ve kış aylarında yağış gerçekleşmedi, ocak ayı da aynı seyirde ilerledi. Sadece Van Gölü Havzası’nda değil, Türkiye genelinde de kış ayları yağışsız geçti. Özellikle ocak ayı, havzada 55 yıllık sağlıklı ölçümler içinde en kurak ocak ayı olarak kaydedildi. Şubat ayının başları da yağışsız geçti ancak sonlarına doğru yaşanan ve havzayı olumlu etkilediği düşünülen kar yağışları gerçekleşti” dedi.
“SU İHTİYACI KARŞILANMIYOR”
Yere düşen kar yağışının havzanın su ihtiyacını karşılaşamadığını ifade eden Alaeddinoğlu, “Muhtemelen geçen yıl da benzer bir tablo oluşmuştu. Mart ve nisan aylarında da yağışların devam etmesi bekleniyor. Büyük ölçüde yağmur şeklinde olması öngörülüyor. Sonbaharda düşmesi gereken yağışların mart ve nisanda gerçekleşmesi bekleniyor, çünkü uzun yıllık istatistik veriler bunu gösteriyor. 20 yıllık verilere göre, sonbahardaki yağışların bahar aylarına kaydığı görülüyor ve son birkaç yıldır benzer tablolar yaşanıyor. Örneğin, geçen yıl mart ve nisan ayları ekstrem yağışların gerçekleştiği dönemler oldu. 100 mm’nin üzerinde yağış kaydedildi, oysa uzun yıllık periyotlara göre bu aylar genellikle 50 mm’nin üzerinde yağış alırken 100 mm oldukça nadir görülüyordu. Bu da iklim değişikliğinin bir sonucu. Ancak şunu unutmamak gerekir: Bahar aylarında yağışlar artsa da, sonbahar ve kış aylarında gerçekleşmesi gereken yağışlar düşmüyor. Dolayısıyla havzanın ihtiyaç duyduğu su büyük ölçüde yine karşılanmamış olacak” diye konuştu.
“KURAK BİR İKLİME DOĞRU İLERLİYOR”
İklim değişikliği nedeniyle bölgenin kurak bir iklime doğru gittiğini belirten Alaeddinoğlu, “Uzun yıllık verilere bakıldığında yağıştaki azalmanın giderek arttığı görülüyor. Havza, iklim değişikliğinin etkisiyle artık yarı nemli ya da hafif nemli iklim yapısından yarı kurak bir yapıya geçiyor. Hatta belli ölçüde kurak, yarı kurak bir iklime doğru ilerliyor. Aynı zamanda sıcaklıklar da artıyor. Kısa periyotlarda ekstrem hava olayları yaşansa da, uzun vadeli modellemelerde havzanın doğu kesiminde ciddi bir kuraklık sorunu yaşanacağı öngörülüyor. Hatta Akdeniz ikliminin bozulmuş bir şeklinin büyük ölçüde havzaya yerleşeceği söylenebilir. Bugün belli ölçüde yağışlar gerçekleşse de, geleceğe yönelik tahminlerde yağışların azalacağı ve sıcaklık artışıyla birlikte buharlaşmanın şiddetlenmesi nedeniyle havzanın su sorunu yaşamaya devam edeceği görülüyor” ifadelerini kullandı.
Bu yıl dikkat çeken bir diğer detay ise aşırı soğuklardı. Özellikle büyüklerimizden sıkça duyduğumuz "Ömrümüzde böyle bir soğuk görmedik" gibi ifadeler, bu durumun olağanüstü olduğunu gösteriyor. Peki, bu soğukları neye bağlıyoruz?
“HAVA SOĞUDU, KİRLİLİK ARTTI”
Soğuk hava dalgasının devam edeceğini söyleyen Alaeddinoğlu, “Bu durum, havzayı etkileyen yüksek basınç ile alakalı. Sibirya’dan gelen yüksek basınç, havzaya ve bölgenin tamamına yerleştiğinde kış ayları genellikle yağışsız geçer. Ancak yüksek basıncın bir diğer etkisi de alçalıcı hava hareketleridir. Kaynaklandığı yer Sibirya olduğu için, buradaki soğuğu bölgeye taşır ve atmosferdeki soğuğu aşağı indirerek ortamı daha da soğutur. Aynı zamanda, Van gibi büyük yerleşim yerlerinde hava sirkülasyonu büyük ölçüde azaldığı için hava kirliliği de artar ve hava kalitesi düşer. Geçmişte yüksek basınç bir hafta, 10 gün veya en fazla 15 gün etkili olurken, bu defa çok daha uzun süre etkisini gösterdi. Muhtemelen önümüzdeki günlerde açık ve güneşli hava, yüksek basıncın varlığını devam ettirecek. Soğuk hava bir süre daha etkili olacak, ta ki yeni bir sıcak hava dalgası bölgeyi etkileyene kadar. Sıcak hava dalgası geldiğinde, soğuk hava bölgeden çekilecek ve bahar aylarına geçiş başlayacak” dedi.