Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaklaşık 3 milyon hastaya hizmet veren Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Türkiye’de çok nadir merkezde bulunan nörofizyoloji uzmanlık alanı, Elektromiyografi (EMG) tanı yöntemini kullanarak hastalara hizmet veriyor. Hastane bünyesinde yaklaşık 4 aydır hizmet vermeye başlayan klinik nörofizyoloji, epilepsi hastalıkları, uyku bozukluğu olanları, periferik sinir ve kas gibi rahatsızlığı bulunan hastaları gereksiz tetkiklerden kurtarıyor.“Van ve bölge halkı için büyük bir hizmet”Konuya ilişkin konuşan Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Ayvaz Yeler, özellikli birçok bölümüyle bölgenin sağlık üssü olmayı hedeflediklerini belirtti. Nörofizyolojinin doğumsal kas hastalıkları, genetik hastalıklarda, epilepsi ve nöbet geçiren hastalarda tanı konulması için ihtiyaç duyulan bir bölüm olduğunu ifade eden Başhekim Yardımcısı Yeler, “Hastanemizde nörofizyoloji laboratuvarını kurmuş bulunmaktayız. Bu laboratuvarda gerekli tüm tetkikler yapılmaktadır. Nörofizyolojinin Türkiye’deki sayısı çok azdır. Türkiye geneli yaklaşık 30 merkezde bulunan bir uzmanlık alanıdır. Bu spesifik uzmanlığı hastanemize getirmek ve bu laboratuvarı hastanemizde kurmuş olmak, Van ve bölge halkı için büyük bir hizmettir” dedi.Klinik Nörofizyolojinin, özellikli hastalara hitap eden nörolojinin yan dalı olduğunu dile getiren Klinik Nörofizyoloji Uzmanı Dr. Leyla Köse Leba ise “Özellikle epilepsi hastalıkları, uyku bozukluğu olanlar, periferik sinir ve kas hastalıkların tanısında özellikli teknik ve tetkikleri uygulayan bir bilim dalıyız. Klinik nörofizyoloji uzmanları sıklıkla uyku laboratuvarlarında, epilepsi polikliniklerinde, kas polikliniklerinde EEG ve EMG laboratuvarlarında görev yapmaktadır. Bizler burada yeni bir laboratuvar kurarak ve yeni bir cihaz alarak özellikli hastalara hizmet vermeye başladık. Yani cihazımız dünya standartlarına imkan sağlamaktadır. Deneyimli elektronörofizyoloji teknikerlerimizle 4 aydır hastanemizde hizmet vermekteyiz” diye konuştu.“Tek lif EMG uygulamasını yapmaya başladık”EMG’nin periferik sinir ve kas hastalıkların tanısında ve tedavilerinin takiplerinde kullanılan bir inceleme yöntemi olduğunu söyleyen Leba, sözlerini şöyle sürdürdü:“İlk etapta gelen hastalarımızın şikayetlerini dinliyor ve muayenelerini yapıyoruz. İki aşamalı olarak EMG incelemelerini değerlendiriyoruz. İlk aşamada periferik sinirleri elektrik uyaranıyla uyararak sinirin çalışma şeklini değerlendiriyoruz. İkinci aşamada ise iğneli EMG dediğimiz ince bir tel vasıtasıyla kasların fonksiyonlarını değerlendiriyoruz. Önceden çocuk ve bebek EMG’leri hastanemizde yapılamamaktaydı. Bebek EMG’leri hem deneyim gerektiren hem de zor bir iştir. Öte yandan tek lif EMG uygulamasını yapmaya başladık. Tek lif EMG, ‘Otoimmün Myastenia’ dediğimiz bir hastalıkta tanı yöntemi olarak kullanılır. Deneyim gerektiren bir EMG yöntemidir. Türkiye’de sayılı merkezlerde yapılabilir. Biz de bölge illerinden gelen hastalara tek lif EMG yapmaya başladık. Bu sayede hastalar uzak merkezlere gitmek zorunda kalmıyor.” Vanhaber