Van’da başlayan yaz mevsimiyle birlikte kötü hava kalitesi oluşturan kömür isi sonrası sıcak havalarla birlikte hava kalitesi de değişti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre Van’da yüzde 32’lik bir iyileşme gözlemlendi.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından açıklanan hava kalitesi verilerine göre, Van'ın da dahil olduğu Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinin hava kalitesinde geçtiğimiz yıla oranla yüzde 32'lik bir iyileşme sağlandı. Bu bölgelerdeki parçacık madde yoğunluğu 2023 yılının aynı ayına oranla yüzde 24 mikrometre olarak ölçülürken, Van özelinde bu rakam yüzde 108 artışla 50 mikrometreye ulaştı.

Van'da kükürt dioksit seviyeleri, yüksek yağlı linyit ve kömür gibi maddelerin kullanımından kaynaklanıyor. Nisan ayında Van'da havada asılı bulunan kükürt dioksit miktarı 70 mikrometre olarak ölçüldü. Bugün itibariyle paylaşılan verilere göre, Van'daki 7 günlük hava kalitesi ortalaması 51 birimde kalarak iyi seviyeye ulaştı. Bu da Van'da hava kirliliğinin neredeyse hiç risk teşkil etmediği anlamına geliyor. Vanlılar, temiz havanın tadını gönül rahatlığıyla çıkarabilirler.
KENTSEL HAVA KİRLİLİĞİ RİSKİ İÇİN ENVERZİYON TAHMİNİ
Hava kirliliği deyimiyle, sanayi devriminden bu yana karşılaşmaktayız. Doğa veya insan kaynaklı salımlar sonucu, atmosferde bulunan kirleticilerin belirli seviyeleri aşması ve uygun meteorolojik koşullar altında canlı ve cansız varlıklar üzerinde olumsuz etkiler yapması olayına hava kirliliği ismi verilmektedir. Hava kirleticileri çok çeşitli olmakla beraber, kentsel hava kirliliği genellikle atmosferde bulunan kükürtdioksit (SO2) ve partikül madde (P.M.) konsantrasyonlarının ölçülmesiyle saptanmaktadır. Yer seviyesi ozonu, son dönemlerde özellikle gelişmiş ülkelerde kentsel hava kirliliği açısından takip edilen önemli parametrelerden biri olmuştur.

Kentlerde hava kirliliğine neden olan faktörler; kirleticilerin varlığı (yakıt kalitesi, endüstriyel gelişmişlik, nüfus, nüfus yoğunluğu vb.), topoğrafya ve coğrafik koşullar ile meteorolojik şartlardır (enverziyon, karışma yüksekliği, sıcaklık, rüzgâr, nem, vb.). Meteorolojik koşulların en önemlisi ise Enverziyon (Sıcaklık Terselmesi) durumunun oluşmasıdır.

Sıcaklık, normal atmosfer koşulları içerisinde yerden itibaren yükseldikçe her 100 m’de 0.5 ile 1.0 °C arasında azalma eğilimi göstermektedir. Sıcaklığın yükseklikle azalacağı yerde artış göstermesi durumuna sıcaklık terselmesi (temperature of inversion) ya da sıcaklık enverziyonu denilmektedir.

Sıcaklık terselmesi yer seviyesinden itibaren meydana geliyorsa, bu duruma yer seviyesi enverziyonu, yerden daha yukarı seviyelerde meydana gelmesi durumuna ise yüksek seviye enverziyonu adı verilmektedir.

Sıcaklık terselmesinin görüldüğü durumlarda enverziyonun tabanı, yükselen hava hareketlerinin son bulduğu sınırdır. Enverziyon yerden itibaren veya yere çok yakın bir seviyeden başlaması durumunda, dikey hareketler yok denecek kadar az olacağından, su buharı ve atmosferik kirleticiler yükselemeyecek, yatay hava akımlarının da bu olaya bağlı olarak çok az olmasından dolayı yatay yönde de taşınma olmayacak ve sonuçta atmosferde kirletici konsantrasyonu artarak, hava kirliliği sorunu yaşanabilecektir.

Oluşan enverziyonun şiddeti, süresi, kalınlığı ve yerden yüksekliği yaşanan hava kirliliğinin yoğunluğunu doğrudan etkilemektedir.

Pek çok kentimizde özellikle kış aylarında yoğun olarak karşılaştığımız hava kirliliği insan sağlığı açısından önemli problemler yaratmakta ve hatta bazı durumlarda ölümlere bile neden olabilmektedir. Geçmiş yıllarda dünya üzerinde ölümlere neden olmuş bazı hava kirliliği olayları örnek olarak aşağıda verilmiştir.

Muhabir: Güneş Karabulut