Siyaset

Vanlı Vekilden Asgari Ücret Çağrısı: "Ücret İnsan Onuruna Yakışır Seviyeye Çıkarılmalı"

Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Türkiye'deki asgari ücret politikalarını eleştirerek ücretin insan onuruna yaraşır bir seviyeye çıkarılması için Meclis Araştırması talep etti.

Abone Ol

Türkiye’de son yıllarda artan maliyetler geçim sorununu yüzde yüz arttırırken asgari ücretle çalışan vatandaşların geçinebilmesi neredeyse imkânsız hale geldi. DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit son yıllarda artan maliyetlere dikkat çekerek asgari ücret araştırma önergesi sundu.

Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit , “Türkiye’de yaşanan ekonomik sorunlar, milyonlarca yurttaşı ciddi bir yoksullukla karşı karşıya bırakmıştır. Siyasi iktidarın ekonomik politik tercihlerinin tetiklediği çoklu kriz, toplumun geniş kesimlerini etkilemektedir. Mevcut durumda, enflasyon kontrol altına alınamamış ve emekçilerin alım gücü her geçen gün daha da azalmıştır. Temel gıda ürünlerine gelen zamlar, yüksek elektrik ve doğalgaz faturaları karşısında vatandaşların bu yüklerle başa çıkması giderek zorlaşmaktadır. Buna karşın, çalışanlar için asgari ücret temel ve yaygın bir gelir haline gelmiş, ancak bu ücret hiçbir şekilde insan onuruna yaraşır bir seviyeye çıkarılmamıştır. Bu nedenle, çalışanların maruz kaldığı ekonomik sorunlar göz önünde bulundurularak, asgari ücretin insan onuruna uygun bir düzeye yükseltilmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim” dedi.

GEREKÇE

Asgari ücret araştırma talebinin gerekçelerini açıklayan Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Siyasi iktidarın ekonomi politik tercihleriyle derinleşen çoklu kriz, yoksulluğu ciddi boyutlara taşımıştır. İşsizler ve geliri olmayanlar kadar çalışan kesim de bu süreçten olumsuz etkilenmiş, çalışan yoksulluğu ve emekli yoksulluğu ülke genelinde yaygın bir soruna dönüşmüştür. Gelir dağılımında derinleşen adaletsizlik, yüksek enflasyon ve düşen alım gücü, geniş toplum kesimlerini ağır bir şekilde etkilemiştir. Özellikle otoriterleşme sürecinde temel hak ve özgürlüklerin gerilemesi, güvenlikçi politikaların benimsenmesi ve yargı bağımsızlığının zayıflaması gibi unsurlar, ekonomik göstergelerin de bozulmasına yol açmıştır. Bu bağlamda, Türkiye’de enflasyondan döviz kurlarına, dış ticaret açığından ödemeler dengesine kadar birçok alanda ciddi sorunlar yaşanmaktadır” diye konuştu.

“ÇEYREK BİLE ALINMIYOR”

Bugünün verilerine ve asgari ücrete göre çeyrek altın bile alınamadığını kaydeden Sayyiğit, “Bu ekonomik kriz, milyonlarca yurttaşın gündelik hayatını katlanılamaz bir hale getirmiştir. Çalışanlar dahi kazandıkları ücretle geçinemez bir noktaya gelmiştir. Sürekli artan gıda fiyatları, barınma sorununun derinleşmesi, vergi adaletsizliği ve bireysel borçlanma karşısında para adeta pula dönmüştür. En çok etkilenen kesimlerin başında ise emeklerinin karşılığını alamayan milyonlarca asgari ücretli gelmektedir. 2023 yılı enflasyon oranı %65 düzeyinde seyrederken, gıda enflasyonu %72’leri bulmuştur. Bu şartlar altında, 2024 yılı için belirlenen 17 bin 2 TL’lik asgari ücret, çalışan yoksulluğunu daha da derinleştirmiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın asgari ücretin 22 yılda 92 kat arttığını iddia etmesine rağmen, 22 yıl önce maaşıyla 7 çeyrek altın alabilen emekçiler, bugün 4 çeyrek altın dahi alamaz hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.

“TBMM’NİN HAREKETE GEÇMESİ ELZEMDİR”

Sayyiğit, “Türk-İş verilerine göre, açlık sınırı 20 bin 431 TL, yoksulluk sınırı ise 66 bin 553 TL’ye yükselmiştir. Açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki makas büyürken, kayıt dışı çalışan işçiler için bu tablo daha da kötü bir hal almaktadır. TÜİK yıllık enflasyonu %47,09 olarak açıklasa da bağımsız araştırmalar (ENAG) bu oranı %86,76 olarak belirlemiştir. 22 yıl önce asgari ücretle çalışan oranı %25 seviyesindeyken, bugün bu oran %50’ye yükselmiştir. Oysaki dünya genelinde asgari ücret, iş hayatına yeni başlayanlar için belirlenen bir başlangıç ödeneği olarak kabul edilirken, Türkiye’de temel bir gelir kaynağı haline gelmiştir. Avrupa Birliği’nde asgari ücretle çalışan oranı %9 seviyesindeyken, bu oran Hollanda’da %3, Almanya’da %6, Hırvatistan’da %10’dur. Türkiye ise bu alanda en düşük ücretin ödendiği ülkeler arasında yer almaktadır. Haftalık ortalama çalışma süresinin en yüksek olduğu Türkiye’de, çalışanlar en çok çalışıp en az kazanan kesim arasında bulunmaktadır. Bu durum karşısında, siyasi iktidarın “çalışanları enflasyona ezdirmedik” söylemi, gerçeklerle örtüşmeyen bir propaganda olmaktan öteye geçmemektedir. Anayasa’nın 55’inci maddesi, asgari ücretin tespitinde geçim koşullarının ve ekonomik durumun göz önüne alınması gerektiğini açıkça belirtmektedir. Bu bağlamda, asgari ücretin insan onuruna yaraşır bir düzeye çıkarılması, senede dört kez güncellenmesi ve çalışanların gelir adaletsizliğine karşı korunması için TBMM’nin harekete geçmesi elzemdir” şeklinde konuştu.