DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, deprem süresi ve sonrası gereken önlemlerin alınmadığını belirterek mağduriyetlerin yaşandığını belirtti.
DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunduğu bir dilekçeyle, Türkiye’de vatandaşların yüzde 90’ının deprem kuşağında yaşadığını ancak bu gerçeğe rağmen yeterli önlemlerin alınmadığını ve toplumsal farkındalığın sağlanamadığını belirtti.
DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Van’ın 2011’de yaşadığı iki büyük depremin ardından kentte kalıcı çözümler üretilmediğini vurgulayarak, Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını talep etti. Sayyiğit, 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde Van ve çevresinde meydana gelen 7,2 ve 5,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Van’ın ciddi bir yıkıma uğradığını hatırlattı. Yüzlerce insanın hayatını kaybettiği bu depremlerden sonra Van’ın afet bölgesi ilan edilmediğini belirten Sayyiğit, kentte barınma, imar ve ekonomik sorunların halen çözülmediğine dikkat çekti. Özellikle esnafa yönelik vergi muafiyetinin uygulanmaması ve ağır hasarlı yapılarla ilgili adımların atılmaması gibi konuların Vanlılar üzerinde büyük bir mağduriyet yarattığını ifade etti.
DEPREM SONRASI YETERSİZ MÜDAHALE
Kaçmaz Sayyiğit, siyasi iktidarın Van depremlerine müdahalesinin yetersiz olduğunu ve kriz yönetiminin başarısız kaldığını belirtti. Özellikle ilk etapta vatandaşın gelen yardım tekliflerinin reddedilmesinin hafızalarda hala acıyla hatırlandığını ifade eden Sayyiğit, afet bölgesi ilan edilmemesi nedeniyle Van’da kalıcı çözümler üretilmediğini vurguladı. Sayyiğit, “Van’da 13 yıl önce iki hafta arayla yaşanan depremlerden dolayı 644 kişi yaşamını yitirirken binlerce yurttaş yaralanmıştır. Söz konusu depremlerde yıkılan binalar binlerle ifade edilirken Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) açıkladığı veriler de yıkımın boyutlarını ortaya koymuştur. AFAD deprem sonrasında konut, işyeri ve ahır bazında 48.689 yıkık/ağır hasarlı, 22.483 orta hasarlı ve 73.058 az hasarlı yapı olduğunu açıklamıştır. Kamuoyuyla paylaşılan verilere bakıldığında hasarsız yapıların, incelenen tüm yapılar içerisindeki oranının yaklaşık %23 olduğu, incelenen her 100 yapıdan yaklaşık 77’sinin depremden bir ölçüde etkilendiği gerçeği görüldüğünde Van’da yaşanan yıkım ve tahribatın boyutları da kolaylıkla anlaşılmaktadır” ifadelerine yer verdi.
Depremin ekonomik etkilerinin de kentte derinleştiğini belirten Sayyiğit, küçük esnafın bir yıldan fazla süre boyunca işyerlerini açamadığını ve vergi muafiyetine yönelik beklentilerin karşılanmadığını dile getirdi. Sayyiğit, “Depremin şiddetine ve yıkım alanının genişliğine rağmen gerekli adımlar hızlıca atılmamış, kurtarma ekiplerinin bölgeye sevk edilmesi bir krize dönüşmüştür. Özellikle siyasi iktidarın “potansiyelini test etmek amacıyla” ilk etapta yurtdışından gelen yardım tekliflerini reddetmesi bugün de acıyla hatırlanmaktadır. Deprem öncesinde yaşanan ihmal ve eksiklikler, depremin sonrasında derinleşmiş; sorunlara bütüncül ve kalıcı çözümler geliştirilmesi beklenirken Van’ın afet bölgesi ilan edilmesi çağrısına olumsuz yanıt verilmiştir. Oysaki ülkenin farklı bölgelerinde yaşanan sel felaketlerinde, meydana gelen depremlerde doğru ve yerinde kararlarla afet bölgesi kararları alınmış, yurttaşların daha büyük mağduriyet yaşamasının önüne geçilmiştir. Depremle yıkılan Van halkının yaşadığı ikinci bir deprem ise ekonomik kriz olmasına rağmen ısrarla vergi terkini uygulamasına gidilmemesidir. Oysaki esnaf, bir yıldan fazla süre işyerini açamamış, aylarca şehir dışında yaşamak zorunda kalmıştır. Özellikle küçük esnaf, mal alım satımında içinden çıkılmaz bir noktaya gelirken vergi terkini yapılacağı beklentisiyle vergiler de yıllar içinde birikmiştir. Siyasi iktidar, vergi terkini konusunda verdiği sözleri tutmamış, 2011/2355 Sayılı bir kararname ile sadece erteleme yoluna gidilmiştir. Mücbir sebep halinin sona ermesiyle birlikte Van esnafı, biriken vergi borcunun altında ezilmiştir. Dolayısıyla geçmişte depremden dolayı Sakarya esnafının bir kısım vergi borcunu almaktan vazgeçen devlet, Van’da ısrarla bundan kaçınmıştır” ifadelerini kullandı.
BARINMA SORUNU HALA ÇÖZÜLEMEDİ
Depremden sonra yapılan TOKİ konutlarının Van halkının sorunlarına tam çözüm olamadığını belirten Sayyiğit, işsizlik ve yoksulluğun yüksek olduğu kentte borçlanarak ev sahibi olanların zor durumda olduğunu söyledi. TOKİ konutlarıyla ilgili sosyal donatı eksiklikleri ve yönetim sorunlarının devam ettiğini, bazı ailelerin ise hala konteynırlarda yaşamaya mecbur kaldığını belirtti. Özellikle Van şehir stadyumunun ağır hasar almasına rağmen yıkılmadığını ve yeni bir stadyum yapılmadığını dile getirdi.
DEPREME DİRENÇLİ KENT İÇİN PROGRAM TALEBİ
Kaçmaz Sayyiğit, 13 yıl önceki depremlerin üzerinden geçen zamana rağmen Van’da hala depreme karşı yeterli önlemlerin alınmadığını belirtti. Kentte binaların depreme dirençli hale getirilmesi, güncel fay hatları haritasının paylaşılması ve toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini vurgulayan Sayyiğit, Van’da deprem sorunlarının kalıcı olarak çözülebilmesi için Meclis Araştırması açılmasını talep etti. Van’da yaşanan sosyo-ekonomik krizin dönüm noktası olarak depremleri gösteren Sayyiğit, kentteki yıkımın boyutlarının hala hissedildiğini ve bu sorunların çözülmesi için kapsamlı bir programa ihtiyaç olduğunu belirtti.